Pazar

“Aşığın yanı, sevdiğinin yanıdır.”

  Aşık birini düşünün. Her yerde sevgilisini gören, her yerde ondan bir parça arayan, gökyüzüne baktığında yıldızlarla “Onunla konuşurmuş gibi” konuşan, konuştuğu her yıldıza onun ismini veren, onun gülüşünü güneşin ışıkları olarak gören, gece vakti onu düşünürken ettiği tebessümde dolunayın ışıklarını hisseden ve her fırsatta onu sevdiğini söyleyen bir aşık…

  İşte o aşık için hayata bakış açısı çok farklıdır. Herkes düz açıdan bakarken o ters açıdan bakıp maşuğunu her yerde görüp tebessüm eder. Herkes ona “Bu köpek pis bir sokak köpeği. Onu neden öpersin, neden koklarsın?” dediğinde o ters açıdan bakıp “Bu köpek sevdiğimin mahallesinin köpeği. Belki onun gözleri sevdiğimin gözlerine denk gelmiştir, belki sevdiğimin elinden su içmiştir, belki sevdiğimden bir iz taşır.” der. İşte aşık bundan ibarettir. Bir aşığın yanı da her zaman sevdiğinin yanıdır.

  Aşık yalnız kalamaz hiç bir zaman. Gözlerinin önünde sevgilisinin hayali vardır. Her zaman sevdiği onun yanındadır. Tıpkı benim sevgilimin deyimi ile “Kalabalıkta bile yanımda senden başka kimse yok.” der aşık. Onun için dünya bir yana, sevdiği bir yanadır. Bütün insanlar bir yana, sevdiği bir yanadır. Her zaman sevgilisinin yanındadır aşık. Dinlediği müzikte sevgilisinden bir parça hisseder ve mutlu olur, okuduğu kitapta her kelimeyi onun adı olarak okur. Aşık böylesine tutkudur işte. Sevgiliyi düşünmekten evin kapısını da açık unutur, ocağı da kapatmaz, elini de yakar, yaptığı işe de kendini veremez.

  Hz. Mevlana der ki: “İki gecem var ikisinde de uykusuzum, biri sensiz olduğum gece; hasretin bırakmaz ki gözüme uyku girsin. Diğeri senle olduğum gece, yanımda sen varken nasıl uyuyayım?”

  Aşık yalnız kalamaz, aşığın yanı sevdiğinin yanıdır…

Bu gece uykusuzum hasretim sana,
Sevgili bu gece de rüyamdasın; yanımda.
Düşünelim birbirimizi gecelerce,
Bir olsun aşık kalplerimiz senelerce.

Zağanos.

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder