Cuma

200 Gün…

Sevgilim...
  Zamanın hızla akıp gittiği 200 günü geride bıraktık. Bu 200 günde kim bilir neler yaşadık neler. O kadar güzel ki günler seninle, aşkın nağmelerini ve gizlerini derine inerek yaşıyorum bu günlerde…

  İlk başta sana bir şey söyleyerek başlayacağım sözlerime:
“Bir bahar sabahını temmuz ayının sıcağı ile birleştirip o kalbinle o sıcağı en çetin kış günlerinde bile hissettirdiğin için sana minnettarım.”

Bir bahar sabahıydı gözlerin,
Bakma bana dedikçe baktım.
Gözlerinin içine baktım hep.
Gözlerinin içinde aşkı gördüm.
Kalbine baktım sonra, öylesine temiz.
Huzur kokan nefesini kokladım aşk dolu.
Mutluluktu sana sarıldığım an,
Başka bir tarifi olamaz, kelimeler yetmez;
Kelimeler şerh edemez de dünya durur.
İşte bu yüzden üç nokta…
Bazen bi üç nokta olur aşk.
O üç noktanın anlatmak istedikleri vardır,
Anlatmak istediklerimi bütün edebiyat anlatamaz.
Sahi, ne benim anlatmak istediğim?
Bir temmuz yazıydı diye mi başlasam anlatmaya?
Başlasam bile anlatamam ki…
O yüzden diyorum kelimeler yetmez diye.
Şimdi ezan okunuyor bu topraklarda.
Tıpkı ezanın azizliği gibi senin sesinde,
Duyan bir aşık var o sesi.
Sesini her duyduğunda içinde gizlediğin aşkı hisseden bir aşık var.
Sana aşık. Sesine, gözlerine, kalbine, nefesine, kokuna…
Kitaplığımı açtığımda kokun geliyor burnuma.
Sen kitapları seversin…
Ne de güzel şu aşk dedikleri,
Acı da var içinde tatlı da.
Bazen durgun bir su gibi, bazen hırçın Karadeniz…
Balıkçı teknelerinde “Vira Bismillah” der gibi.
Atılan ağa gelen her balıkta şükretmek gibi.
Söylediğin her güzel sözde mutlu olmak gibi. Ne de güzel o sözlerin…
Bazen çıkar ağzından, çok nadir çıkar.
Çıkınca da ansızın mutluluk saçar…
Kalpten gelen bir tebessüm olur yüzümde.
Ufak bir tebessüm…
Gökler ağladıktan sonra çıkan gökkuşağı gibi.
O gökkuşağının renklerini de senden alır,
Çünkü sen beyazsın. Beyazı seversin.
Temizsin, gözbebeklerin kadar temiz…
Beni kabul ettiğin an kadar temiz.
Yeterki kirletme makyajla…
21 Temmuz diyorum ya şimdi oldu 6 Şubat.
21 Temmuzu tazele bu gece. Yaşat yeniden bana.
Tebessümünle yaşat. Yine bana gel, sev beni. “Sen benim herşeyim oldun.” de ilk gün gibi.
İçten, mutlu, tebessüm ederek ve aşık…
“Sana seni seviyorum diyemem, az kalır.” de ilk günkü gibi.
Bana seslen bu gece, fısılda kulağıma aşkını. Susmak vakti değildir bu gece!
Bu gece aşkın vaktidir. Bil ki “aşık susarsa helak olur.”
Ben senin çehrende gördüm o aşkı.
Tam tamına 455 tane fotoğrafta…
Her fotoğrafında senin görmediğin bir şeyi gördüm.
Aşkı gördüm ben her fotoğrafında.
Çehrende hissettim ben aşkını.
Susma bu gece, kurban olsun sana şiirler…
Yeterki kır zincirlerini bu gece.
Alnını secdeye koyduğun her an gibi kır,
“Seni seviyorum sevgilim.” dediğin gibi kır.
Sevgili…
Boşver kim ne desin de sen bana “Sevgili!” de.
Sevgili…
Mısralar yazsam anlar mısın aşkımı?
Yine bırakır mısın yoksa beni?
Kurbanın olam bırakma.
Yetti bunca ayrılık yarası kalbime.
Sen bırakma da ne olursa olsun sevgili.
Bir de özledim ben.
Öylesine özledim ki şu Erciyes erir gider…
Özlemimden bazen sana çıkışırsam,
Beni affet sevgilim; özlemime ver.
Özlemini ne gideriyor biliyor musun?
Söylediğin bir güzel söz ve bir de fotoğrafın.
Özleten de sensin, özlemimi alan  da sen…
Belki uzaklardayız, göremiyoruz birbirimizi ama biz birilerini daha görmeden sevdik.
Allah’ı görmeden sevdik…
Allah Resulünü (S.A.V) görmeden sevdik…
Bunlar için görmeden gözyaşı döktük.
Şimdi biz uzakta olmuşuz ne değişir?
Ah yanına gelebilsem bırakır mıyım seni?
Ama çile… Şimdi çekelim de kurtulalım.
Elhamdülillah diyelim, bizden kötüleri de var diyelim…
Ne dedi Peygamber Efendimiz (S.A.V.)?
En faziletli zikir Elhamdülillah demektir.
Şükür sebebi oldun bana sevgili…
Şair oldum sana sevgili…
Aşık oldum bize sevgili…
En uzun mısralarımı yazdım şimdi.
Minnetim sana sevgili, şükranım.
Her şeye rağmen bana ‘söz’ ver sevgili,
Bırakma seven kalbimi…
.
.
.


  En çok neyden korkarım bilir misin? Beni en çok ne üzer? Beni en çok ne mutsuz eder? Beni en çok kahreden şey nedir?

  Beni bırakıp gitmen en büyük korkumdur. Beni bırakıp gitmendir en büyük üzüntüm. Beni bırakıp gitmendir en büyük mutsuzluğum, sonsuz mutsuzluğum… Beni en çok senin bırakıp gitmen kahreder.

  O korkuyu bana yaşatmayacağın yepyeni bir 200 güne, 200 sonsuza içten bir “Seni seviyorum.” demek düşer…

Sesleniyorum sana aşk dolu sözlerle.
Gül bana sevgili, aşk dolu gözlerle.
Seslensem aşk ile duyar mısın beni?
Duy sesimi sevgili, bitir bu özlemi.

Tam 200 gün önce bir temmuz gecesi,
Aşkımı fısıldadı sözlerimin her hecesi.
O günden beri bir aşığım kapında,
Sevgili, aşk ile bak bana ol hep yanımda.

Ne de güzel bakarsın aşk dolu gözlerinle,
Aşk ile doldur kalbimi, en güzel sözlerinle.
Sözlerin bir baharın taze kokusu gibi kokar,
Aşk ateşini kalbimin en temiz yerinde yakar.

Kitaplarımda okuduğum her kelimede adın,
Benim yanım her zaman senin yanın.
Sol yanımda sen oldun, sağ yanımda sen.
Biz bir olduk, ne sen kaldı ne de ben.

Ellerimi açıp semaya hep seni istedim,
Sen oldun ömrüm, sen oldun ahirim.
Okunan ezan kadar güzel nağmelerin.
Adını aşk mı koysam yoksa sevda mı senin?

Bütün bir aşkı sende gördüm, çehrende.
Alnından öptüm, aşk gizli kalbinde.
Ellerini tuttum ve bırakamam sonsuza dek.
Hayat sen oldun, hep sen, bir ve tek.



Aşk dolu günlerimi sevda ile dolduran sevgilime…
Zağanos.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder