Çarşamba

Sabahın ilk ışıkları…

  Bir bebek sesi geliyor. Kalkıyorum yatağımızdan ve beşiğe doğru gidiyorum mutluluk içinde. Alıyorum Neva’mızı kucağıma ve “Pişş Pişş” diyerek susturmaya çalışırken sende uyanıyorsun. Gözlerini ovalayıp yanımıza geliyorsun. İkimize birden sarılıp:
“Mutluluk içindeyiz. Mutluyuz. Sizi çok seviyorum.” diyorsun.

  Şimdi bebeğimiz senin kucağında. Neva… Senin kucağına o kadar çok yakışıyor ki, sanki cennetten bir meleğin gelip ufak bir meleği şefkat ile kucağına alışı gibi. Bembeyazsınız ikinizde. Birinizde beyaz, uzun ve güzel bi gecelik; birinizde beyaz bir pijama. Kızımız bize gülüyor. O ufacık ellerini yüzümüze vurup oyun oynamak istiyor.
“Anne ve Baba” der gibi bir gülümseme gözbebeklerinde. Tebessüm içindeyiz, mutlulukla doluyuz bu sabah yine. Sarılıyorum ikinize, doya doya kokunuzu içime çekiyorum. Hayatımın en mutlu anını yaşıyorum işte.

  Sonra kulağına şunları fısıldıyorum:
“Neva’mın annesi. Hayatımın kadını. Herşeyim. Sabah uykum, mutluluğum. Bize en güzel hediyeyi ancak böyle verebilirdin. Biz ancak bu kadar mutlu gözlerimizi açabilirdik. Bir mutlu sabah daha geldi Allah’tan, sonsuz şükürler olsun. Sizi herşeyden çok seviyorum. Seni herseyden çok seviyorum helalim. Günaydın herşeyim.”

Bir bebeğimiz olsun adı Neva,
Olsun her derdimize deva.
Bana benzesin şair olsun,
Sana benzesin şiir olsun.

Bir mutlu sabah daha olsun,
Kalbimiz huzurla dolsun.
Bana benzesin Zağanos olsun,
Sana benzesin Şeyma olsun.

Bir tebessüm belirsin yüzünde,
Mutluluk saçsın gözlerinde.
Bana benzesin mutlu olsun,
Sana benzesin mutluluk olsun.

Sarılarak uyanalım her güne,
Mutluluklar sığsın her sözüne.
Bana benzesin aşık olsun,
Sana benzesin aşk olsun.

Bir şiir daha gelsin kalemimden,
Ayrılmasın ellerin ellerimden.
Bana benzesin kalem olsun,
Sana benzesin kağıt olsun.

Sen benim kalemim, kağıdım. Yazmak istediğim şiirim, uğruna şair olduğum. Sen benim ahirliğim, Allah’ın en güzel hediyesi.
Günaydın herşeyim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder